Yurt dışında inşaat ve taahhüt işlerinde tahkim sözleşmesinin önemi

Yurt dışında inşaat ve taahhüt işlerinde tahkim sözleşmesinin önemi

Türk müteahhit ve inşaatçıların başarıları artık dünyada kabul görmüş bir gerçek.

Ancak hala bunların yurt dışında imzaladıkları sözleşlerde kendilerini dezavantajlı pozisyonlara soktuklarına şahit oluyoruz. Orta Asya, Afrika, Orta Doğu gibi hukukun ve uygulamasının zorluklarla dolu ülkelerinde, sözleşmelere tahkim şartı koymak, olmazsa olmaz bir tedbirdir.

Yurt dışı inşaat projeleri, yüksek bütçeli, teknik olarak karmaşık ve taraflar arasında uzun vadeli iş birliklerini içeren yapılar olup, çoğu zaman farklı hukuk sistemlerine tabi gerçek veya tüzel kişileri bir araya getirir. Bu tür sözleşmelerde doğabilecek uyuşmazlıkların çözümünde hangi yargı yolunun tercih edileceği, projenin kaderini etkileyebilecek ölçüde önem taşır. Bu bağlamda, uluslararası tahkim sözleşmesi, yurt dışı inşaat sözleşmelerinin temel bir unsuru olarak öne çıkar.

Uluslararası tahkim, taraflara devlet yargısından bağımsız, uzmanlık temelli, daha esnek ve genellikle daha hızlı bir uyuşmazlık çözüm yolu sunar. İnşaat projelerine özgü teknik detayların değerlendirilmesinde, alanında uzman hakemlerce verilen kararlar, taraflar açısından daha adil ve isabetli bulunabilir. Ayrıca tahkim kararlarının, Türkiye'nin de taraf olduğu 1958 tarihli New York Sözleşmesi çerçevesinde, 170’ten fazla ülkede tanınması ve tenfizi, tahkimin uluslararası inşaat projeleri için neredeyse vazgeçilmez hale gelmesini sağlamıştır.

Tahkim şartının varlığı, taraflara hukuki öngörülebilirlik sunar ve sözleşmenin yönetimi sırasında caydırıcı bir etki yaratabilir. Özellikle kamu otoriteleriyle yapılan projelerde, tahkim şartı, tarafsızlık ve güvenilirlik açısından yabancı yükleniciler için önemli bir güvencedir. Uyuşmazlıkların yerel mahkemelerde görülmesi durumunda karşılaşılabilecek taraflılık, uzun yargılama süreleri ve dil engeli gibi sorunlar tahkim yoluyla büyük ölçüde bertaraf edilebilir.

Ancak tahkim sözleşmelerinin geçerliliği, yerel hukuklara ve seçilen tahkim kurumunun kurallarına uygun olarak düzenlenmelidir. Tahkim yeri (seat), dili, uygulanacak maddi hukuk ve hakem seçimi gibi unsurlar açık ve dikkatli biçimde belirlenmelidir. Aksi takdirde, tahkim süreci taraflar için beklenmedik maliyetler ve süre kayıpları doğurabilir.

Sonuç olarak, uluslararası tahkim sözleşmesi, yurt dışı inşaat sözleşmelerinin sadece bir ihtilaf çözüm yolu değil, aynı zamanda risk yönetimi ve ticari güvenlik açısından stratejik bir bileşeni olarak değerlendirilmelidir. Bu nedenle, sözleşme aşamasında nitelikli hukuki danışmanlık alınması ve tahkim maddesinin titizlikle hazırlanması, ileride doğabilecek uyuşmazlıkların etkin şekilde yönetilmesini sağlayacaktır.