2/B arazilerinin haczi

2/B arazilerinin haczi

2/B arazileri, 6831 sayılı Kanunun 20/6/1973 tarihli ve 1744 sayılı Kanunla değişik 2 nci maddesi ile 23/9/1983 tarihli ve 2896 sayılı, 5/6/1986 tarihli ve 3302 sayılı kanunlarla değişik 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (B) bendine veya kesinleşmiş mahkeme kararlarına göre, Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan ve çıkarılacak yerleri ifade eder[1]. 

6292 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi ile Hazineye ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun ile bu alanlarla ilgili bazı hak sahiplerine satın alma ve mülkiyet kazanma hakları tanınmıştır. Ancak bu da anılan kanundaki prosedür ile mümkündür.

Bu arazilerin prosedüre uygun şekilde satın alınarak kişinin tapusuna kaydedilmiş olması dışında mülkiyetinin kazanılması söz konusu değildir.

Yanı sıra, Türkiye’de mülkiyetin kazanılması hususu 4721 Sayılı TMK'nın 705/1. maddesinde; "Taşınmaz mülkiyetinin kazanılması tescille olur. Miras, mahkeme kararı, cebri icra, işgal, kamulaştırma halleri ile kanunda öngörülen diğer hallerde, mülkiyet tescilden önce kazanılır. Ancak, bu hallerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır." şeklinde düzenlenmiştir.

İcra takibi ve bunun sonucunda bir mala haciz şerhi konulabilmesi için söz konusu malın borçlunun bizzat kendisine ait olması gerekmektedir. Zira İcra takibinin amacı, alacaklının alacağının borçlunun haczi kabil malvarlığının haczedilerek paraya çevrilmesi sonucu elde edilmesidir. Borçlunun borcu için, borçluyla yakınlığı ne olursa olsun üçüncü bir kişinin malvarlığına dahil unsurlar, bu durum açıkça bilinmesine rağmen haczedilemez.

Söz konusu sebepler doğrultusunda 2/B Araziler tapuya kaydedilmediği müddetçe Hazine malı sayıldığı ve tapuda hazine adına kayıtlı olduğu için. Hak sahipleri hakkında haciz şerhi konması ve haczedilmesi mümkün olmayacaktır. Zira borçlunun mülkiyetinde olmayan bir malvarlığın haczi kabil değildir.

Nitekim, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 2004/12-210 E. Numaralı kararında, taşınmazın borçlunun borcu sebebiyle haciz edilebilmesi için haciz tarihinde borçlunun adına kayıtlı olması zorunludur. Bir başka deyişle; haciz tarihinde takipte taraf olmayan üçüncü kişi adına kayıtlı olan taşınmaz borçlunun borcu için haczedilemeyeceğini belirtmiştir.

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 2014/19640 E. sayılı kararında 2/B araziler üzerinde doğması muhtemel hak sahipliğine ilişkin haciz kararıyla ilgili olarak  “İİK'nun 85. maddesi uyarınca; borçlunun kendi yedinde veya üçüncü kişide olan taşınır mallarıyla taşınmazlarından ve alacak ve haklarından borca yetecek miktarı haczolunur. İlerde yasal koşullar tahakkuk ettiği takdirde, borçlu adına taşınmaz üzerinde doğabilecek talep hakkı üzerine haciz konulması usulsüzdür.” şeklinde karar verilmiştir.

Bunun yanında çeşitli yargıtay kararlarında da, 2/B arazileri silinerek hazine adına geri kaydedilirken artık hazineye ait olacağı için önceki malik için konulmuş olan haciz şerhlerinin de kaldırılması yönünde karar verilmiştir[2].

Sonuç olarak, İcra İflas Kanunu hükümleri ve Yargıtay Kararları’ndan açıkça anlaşılacağı üzere bir borçlunun kendi borcu için kendi mülkiyeti dışında herhangi bir başkasının mülkiyetinde bulunan bir malın haciz edilmesi söz konusu olamayacağından, Hazine adına tapu kaydı olan 2/B arazilerinin de haciz edilmesinden bahsedemeyiz.

24.03.2016

Av. Elif VERGİLİ